Diğer eşleşmede ise eşit güçlerin karşılaşacağını söylemek yanlış olmaz. Thomas Robinson'lı Kansas, Jared Sullinger'lı Ohio State'le karşılaşıyor. 2 power forward'ın liderliğindeki takım karşı karşıya geliyor yani. Yılın en değerli kolej oyuncusu oylamasında Anthony Davis'in arkasından en çok puanı toplayan Thomas Robinson'ın bu sezonki çıkışı, takıma da aynı derecede yansıdı diyebiliriz. Geçen sezon Morris kardeşlerin arkasında kalmıştı ama gerektiğinde kontrolü ele alabileceğini gösterdi bu sezonki performansıyla. Oldukça enerjik yapısıyla takımın ateşini yükseltmemesi anormal olurdu zaten. Jared Sullinger da benzer bir ek kuvvete sahip Robinson'la. Her iki oyuncunun etrafında da öyle aman aman isimler yok. Sullinger'ın Robinson'a göre avantajı ise, sırtı dönük oyunda daha iyi olması. Böylesine defansif geçmesi muhtemel bir maçta çok önemli bir silah olacak Sullinger için. Her iki oyuncu da konsantrasyon problemlerinden faydalanacaktır, ancak Robinson hiç mi hiç affetmez böyle durumları. Bu maçın galibinin yine de Ohio State olacağını tahmin ediyorum. Ohio State biraz daha iyi bir kadroya sahip çünkü.
31 Mart 2012 Cumartesi
March Madness Final Four
Diğer eşleşmede ise eşit güçlerin karşılaşacağını söylemek yanlış olmaz. Thomas Robinson'lı Kansas, Jared Sullinger'lı Ohio State'le karşılaşıyor. 2 power forward'ın liderliğindeki takım karşı karşıya geliyor yani. Yılın en değerli kolej oyuncusu oylamasında Anthony Davis'in arkasından en çok puanı toplayan Thomas Robinson'ın bu sezonki çıkışı, takıma da aynı derecede yansıdı diyebiliriz. Geçen sezon Morris kardeşlerin arkasında kalmıştı ama gerektiğinde kontrolü ele alabileceğini gösterdi bu sezonki performansıyla. Oldukça enerjik yapısıyla takımın ateşini yükseltmemesi anormal olurdu zaten. Jared Sullinger da benzer bir ek kuvvete sahip Robinson'la. Her iki oyuncunun etrafında da öyle aman aman isimler yok. Sullinger'ın Robinson'a göre avantajı ise, sırtı dönük oyunda daha iyi olması. Böylesine defansif geçmesi muhtemel bir maçta çok önemli bir silah olacak Sullinger için. Her iki oyuncu da konsantrasyon problemlerinden faydalanacaktır, ancak Robinson hiç mi hiç affetmez böyle durumları. Bu maçın galibinin yine de Ohio State olacağını tahmin ediyorum. Ohio State biraz daha iyi bir kadroya sahip çünkü.
Donut Games...Hmm...Nefis
Traffic Rush haricinde Rat on a Skateboard, Rat on a Snowboard, Cave Bowling, Frogbert gibi oyunlarını da oynadım. Donut Games'in o "Rat"i zaten bir nevi Bike Baron sayılır, birden fazla oyunda boy gösteriyor. Temel olarak aynı oyunlar ancak. Oynadığım iki oyun ise birbirine çok benzeyen oyunlar. Birisinde kaykay sürerken, diğerinde snowboard yapıyorsun. Bir diğer oyun Cave Bowling ise bir nevi Cut the Rope, Angry Birds. Bowling topunu fırlatarak, labutları düşürmek amaç. Opsiyonel olarak da kemikleri toplayabiliyorsunuz. Bonus veya ceza puanları da var oyunda.
Her şeye rağmen, oyunların yaratıcılığından dolayı, Donut Games'i ayrı bir yere koymak gerekiyor. Orijinal fikirlerin olduğu oyunları her zaman tercih ederim ben çünkü. Çoğunluk öyledir diyebiliriz hatta. Şöyle de bir web siteleri mevcut, bedava olarak oynanabiliyor. Güle güle oynayın.
30 Mart 2012 Cuma
"Lütfen İlk Sırada Olmayalım"
GM'lerin çekincelerini anlamak mümkün, çünkü Anthony Davis taraftarlarca kolay kabul edilebilecek bir oyuncu değil. Taraftarın sevgilisi falan olması zor. Satılacak formanın, maça gelecek seyirci sayısının da düşünülmesi gerekiyor. Onlar da haklı bir yerde. Tabii Anthony Davis'in NBA'de infiale yol açıp, ligi kasıp kavurması ihtimalini de göz ardı etmemek gerek.
Bana kalırsa 2. sıradan Andre Drummond'u seçmek en temizi. Amar'e benzetmesi yapıldı, "yeni Dwight Howard" dendi falan ama o seviye bir oyuncu değil fazla. Daha çok DeAndre Jordan'ın akıllısı ve iyisi gibi, ki bu da çok iyi bir oyuncu olduğuna işarettir. 5 numara için yeterince iyi bir etikettir bu "DeAndre Jordan'ın iyisi" etiketi.
Boston'ın Geleceği...
Bu noktada yapabilecekleri farklı şeyler var. İlki Rajon Rondo'yu takas edip, başka bir yıldız almak. Başka bir yazıda da değindiğim gibi, LaMarcus Aldridge karşılığında takas edilebilir. Benzer bir şekilde Josh Smith karşılığında takas edilebilir. Birkaç takas alternatifi daha olabilir elbette. Bu şekilde takaslar gerçekleşirse ve Deron da gelirse eğer, Pierce + Deron + Aldridge / Smith gibi 3 yıldıza sahip olacaklar. Deron'ın max kontrat imzalayacağını düşünürsek de, 3-4 milyon $'lık da boşluğa sahip olacaklar ilaveten. Bu arada Deron'ın en muhtemel duraklarından birisi de Boston olacaktır, çünkü böylesine güçlü bir ekibin parçası olma ihtimaline bu yaz pek de sahip değil. Boston için o andan itibaren Brook Lopez, Roy Hibbert gibi center'lar mümkün değildir belki ama Ömer Aşık gibi, Chris Kaman gibi center'larla anlaşmak mümkün gözüküyor. 2012 draft'inden de 2'si ilk turdan olmak üzere 4 oyuncu seçecekler. İlk turdan alınacaklara konsantre olursak, ilk olarak bir SG peşinde olacaklardır çünkü tek boşluk o kalacak ilk 5'te. İlk turdaki diğer draft hakkıyla da, o sırada alınabilecek en iyi oyuncuyu almaları doğru olur.
Diğer ihtimali düşünmek gerekiyor ayrıca. Yani Rondo'yu takımda tutup, Pierce ve Rondo etrafında bir takım yaratmak. Açıkçası böyle de yükseklere oynayan bir takım yaratılabilir. 20 milyon $ gibi bir bütçeyle, 3 tane kalburüstü oyuncu alınabilir. Rondo, Pierce ve Bass'in etrafına da çok uygun şekilde serpiştirilebilir ancak çok çetin geçiyor bu free agency iklimi. Bir oyuncu için gereğinden fazla para vererek anlaşma yapabiliyor bazı takımlar. Bu yolda eğer her şey Boston'ın istediği gibi giderse, doğunun zirveye oynayan 3 takımından birisi Boston olacaktır. Miami ve Chicago'yu indirmek zor tabii ki hala.
LaMarcus'la Ne Yapmalı?
Portland şu anda çok revaçta bir oyuncu Aldridge'e sahip ve onun etrafında bir kadro oluşturma peşinde. Ancak diğer yandan bu oyuncu, şu anda NBA'deki en fazla yeteneğin olduğu pozisyonun oyuncusu. Belki Aldridge gibi post-up oynayamıyorlar, belki Aldridge'in kadar geniş range'e sahip değiller; ancak şu bir gerçek ki, overall olarak en azından Aldridge kadar oynuyor birçoğu. Bir anda aklıma gelenler mesela: Griffin, Love, Bosh, Josh Smith, Dirk, Gasol, Garnett. Bu isimlerin haricinde Amar'e, Zach Randolph, Millsap, David Lee gibi oldukça yakın 4 numaralar da mevcut. Bazısı defansif olarak daha iyi, bazısı rebound'larda daha iyi, bazısı daha iyi skorer, bazısının fundamentali daha iyi. Bu parametrelerin hiçbirisinde Aldridge ilk sırada değil ancak. Bu özelliklerin hepsinde en azından kabul edilebilir seviyelerde sahip olduğu ise yadsınamaz. Harika bir rebound'cı olmayabilir mesela ama iyi seviyededir. Defansı çok üst düzey değildir ancak yine iyi seviyede defans yapar. Bu şekilde örneklendirilebilir oyunu.
Power forward pozisyonundaki bu denli çok sayıdaki yeteneğe ek olarak, 2012 draft'inden de çok sayıda 4 numara gelecek NBA'e. En başta draft'in bir numarası olacağı ön görülen Anthony Davis var, Ohio State'i final four'a taşıyan Jared Sullinger var, Kansas'ın enerjik yıldızı Thomas Robinson var. Bu isimlerin haricinde Arnett Moultrie, John Henson, Perry Jones ve 4 numara da oynayabilen center Andre Drummond gibi oyuncuların da ilk 15 sıradan seçilmesi gündemde.
Bu kadar yeteneğin var olacağı bir mevkide, LaMarcus Aldridge gibi bir oyuncu karşılığında; daha ender bulunan pozisyonlardaki oyuncular takas edilebilir. Mesela Rondo'yu almak için verilebilir LaMarcus. Ya da potansiyelli bir gencin yer aldığı, draft hakları da olan bir paketle gönderilebilir. Gerçek şu ki, LaMarcus'un mutlak surette gönderilmesi gerekiyor eğer rebuilding'in doğru şekilde tamamlanması isteniyorsa. Kötü bir oyuncu olduğu için değil, Portland'a çok daha iyi şeyler sağlayacağı için gönderilmesi gerekiyor. Bazen dibe vurmadan yükselmek mümkün olmuyor şüphesiz.
Sperry Top-Sider Bahama
Westbrook: "Patron Benim!"
Oklahoma City Thunder, Lakers karşısında aldığı galibiyetle birlikte Batı'nın zirvesinde yer alacağını tescillemiş durumda. Şu anda San Antonio Spurs haricinde, Thunder'ı tahtından indirecek bir takım mevcut değil. Yani en kötü ihtimalle Batı'nın 2. sırasında yer alacak Thunder. Bunun en önemli ise Durant değil, Westbrook. Çok önemli bir laf vardır bu spor dalları için kullanılan, o da "ceiling". Yani bir oyuncunun potansiyelinin ulaşabileceği en yüksek nokta. Westbrook'un ceiling'i o kadar yüksek ki, Durant'i o mağdur duruşunun sebebi açık şekilde anlaşılabiliyor. Takımın 2. opsiyonu kabul edilip de, takımın liderini bu kadar açıkça ezen bir başka oyuncu ben hayatımda görmedim. Sadece böylesine büyük bir maçta ön plana çıkmasını geçtim, sezonun bütününe baktığımızda da Westbrook çok daha iyi bir performans sergiliyor.
Sezona girmeden önce bu önemli gecedeki istatistiklere bir göz atalım. Durant, 22 şutta 21 sayı atmışken; Westbrook'un 27 şutta 36 sayısı var. Bazı küçük maçları Durant alabilir belki ama, Westbrook böyle büyük maçların adamıdır. Durant'in peşine Artest'i takıp durdurabilirsin belki ama, Westbrook'u durduramazsın; zone savunma yapsan da deler geçer, adam adama tutsan da.
Durant, Scott Brooks'un bu sisteminin ürünüdür. Çok hızlı bir takım Thunder. Bu hızlı oyunda boş smaçlar, boş şutlar sayesinde bugünlere gelmiş bir Durant var. Westbrook'un, Harden'ın penetrelerini engellemek için gelen yardım savunmasında boşta kalan Durant'in sayı atması gerçeği var. Biraz daha yavaş bir takımda, biraz daha set hücumu oynamayı seven bir sistemde Durant'in etkinliği yarı yarıya azalır şüphesiz. Bire birde, yüzü dönük oyunda, post-up'ta falan hiçbir ortalama üstü meziyeti yok Durant'in. Asist/top kaybı oranının 1'in bile altında olduğu bir oyuncudan böyle şeyler bekleyemezsiniz zaten. Adamın her asistine karşılık, daha çok top kaybı var. Bu adamdan bir de bire bir oyun bekleyen, daha çok bekler.
Westbrook şu anda açıkça herkese gösteriyor ki, Thunder'ın en önemli oyuncusu kendisi. Eğer 2007'de Westbrook, 2008'de de Durant seçilmiş olsaydı; Bu performanslarla Thunder, Westbrook'un takımı olarak anılırdı. Bir yıl önce seçildi diye, daha kötü oynamasına rağmen Durant hala ön planda. Böyle de saçma bir algı var işte insanların gözünde.
Durant, Scott Brooks'un bu sisteminin ürünüdür. Çok hızlı bir takım Thunder. Bu hızlı oyunda boş smaçlar, boş şutlar sayesinde bugünlere gelmiş bir Durant var. Westbrook'un, Harden'ın penetrelerini engellemek için gelen yardım savunmasında boşta kalan Durant'in sayı atması gerçeği var. Biraz daha yavaş bir takımda, biraz daha set hücumu oynamayı seven bir sistemde Durant'in etkinliği yarı yarıya azalır şüphesiz. Bire birde, yüzü dönük oyunda, post-up'ta falan hiçbir ortalama üstü meziyeti yok Durant'in. Asist/top kaybı oranının 1'in bile altında olduğu bir oyuncudan böyle şeyler bekleyemezsiniz zaten. Adamın her asistine karşılık, daha çok top kaybı var. Bu adamdan bir de bire bir oyun bekleyen, daha çok bekler.
Westbrook şu anda açıkça herkese gösteriyor ki, Thunder'ın en önemli oyuncusu kendisi. Eğer 2007'de Westbrook, 2008'de de Durant seçilmiş olsaydı; Bu performanslarla Thunder, Westbrook'un takımı olarak anılırdı. Bir yıl önce seçildi diye, daha kötü oynamasına rağmen Durant hala ön planda. Böyle de saçma bir algı var işte insanların gözünde.
Ne Olacak Bu Portland'ın Hali?
Niye maçlarını kaybetmeleri gerektiğine gelelim şimdi. Portland, takımın ilk 5'inden Gerald Wallace'ı Nets'in 2012 ilk tur darft hakkı karşılığında takas etti. Yalnız draft hakkı, ilk 3 sıra korumalı durumda. Yani 2012 draft'inde Nets ilk 3 sırada yer alırsa loto sonucunda, Portland maalesef ki draft hakkına sahip olamayacak. 4 ve sonrasındaki sıralarda Portland'ın olacak bu darft hakkı. Öncelikle Portland bu hakkı elde etme peşinde koşmalı. Bunun yolu da Nets'in de altına inmek ve Nets'in draft'te üst sıralarda yer almasını engellemek. Bunu yaparken ayrıca, kendi haklarının da draft'te yukarılarda yer almasını sağlayabilirler. Eğer gereksiz bir şekilde takaslar sonrası 4 maç kazanmamış olsalardı, bu çok daha kolay olacaktı belki de. Yine de Portland'ın şansı var. Kalan 15 maçı kaybetmeleri halinde, Nets'in altına kadar gerileme ihtimalleri çok yüksek. Hem bu sırada belki genç isimlerden biri veya birkaçı gelişme kaydederek, gelecek sezonların kadrosunda önemli bir yer edinme ışığını gösterebilirler. Böylece rebuilding için 1 kişilik de olsa az bir uğraş yapılır.
29 Mart 2012 Perşembe
Hoşbulduk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)